Belki de fazlaydık bu dünyaya günün sonunda
Bulutlar döndü tepemde dört mevsim 20 bin devir
Adresini unuttum yeni çıktığım evin
Ama hala sana karşı olan tüm hislerim derin
Başını okşadım sokak köpeğinin kış ortasında
İnsana karşı dik durdukça ona aferin dedim
Söyle neden hiç dolmuyor hasretin yeri
Bas dedim tetiğe ama namluda
Yorgun bir kurşun
Ben suçlu sen aklanmayacak bir suçsun
Sen kıp kırmızı gün batımında özgür bir kuştun
İçimde yangın, gözümde kuşku
Sen yıldızları göremeyecek kadar fazla uçtun
Kanlar akar sessiz kanatlarından
Gökyüzü puslu şehrin karanlık taraflarında
Arındım taşkürenin cazibeli yalanlarından
Adımı sildi tanrı
Ama kalanların var
Nasıl bağlanır insan
Nasıl inanmak ister
Kendini kandırdıkça nedensiz bulunmak ister
Elim namluda
Neden yolunda güller
Göğüs kafesimde kuş sadece duyulmak ister
Seni anlayan çok
Beni anlatan yok
Beladan tanır ellerimi ellerin sadece
Beni adam eden fedadan fezaya bir gece
Söyle bana ne olur ki ismimi elalem bilmese
Bu bir mesele değil
Önünde lütfunla eğildim
Derinlere battım
Tayfunla dirildim
Kan kustum sevindim
Sen sığınacak yerimsin
Dünyadaki tüm yollar silinsin, silinsin.
Artık yoruldu kanatlar bunun farkındayım
Olsun yine de aklımı kurtardım kıl payı
Bas dedim tetiğe yorgun ve huysuz
Ben suçsuz ama sen akıl almayacak bir suçsun.